Oksijen Tedavisi- S.O.E Air

Metropoller, hava kirliği, kapalı mekânlar, iyi havalandırılmayan ofisler ve evler, trafikte geçirdiğimiz zaman oksijenin kalitesizliğinden dolayı yaşamımızı...

Metropoller, hava kirliği, kapalı mekânlar, iyi havalandırılmayan ofisler ve evler, trafikte geçirdiğimiz zaman oksijenin kalitesizliğinden dolayı yaşamımızı tehdit ediyor. Bugün kronik yorgunluk, aşırı stres ve kalitesiz uykunun en önemli nedenleri arasında kalitesiz oksijenin çok önemli rol oynadığını biliyoruz. S.O.E. uzun araştırmalar sonrası ortaya çıkan bir uygulamadır.

Günlük soluduğumuz havada yaklaşık olarak %21 oranında oksijen mevcuttur. Nefes verirken solunan oksijenin yaklaşık %15’i hiçbir biçimde reaksiyona girmeden tekrar dışarı atılır.

Vücudumuz solunan oksijenin ancak ¼ ‘ni yani yaklaşık olarak %25’ini kullanıyor.

S.O.E doğada milyonlarca yıldır mevcut olan bir sistemdir. Doğanın geliştirdiği oksijen, reaksiyona daha kolay girme eğilimindedir. Güneş ışını yeşil yaprağa temas ettiğinde “Chlorophyll” in yardımıyla yaprakta bulun oksijeni aktif hale getirir. Singlet oksijen, bitkiler, hayvanlar ve insanlar tarafından oluşabilmekte.

Artık evde, ofiste, arabada, yolculukta ve yatak odanızda beraberinizde taşıyabileceğiniz, kaliteli S.O.E oksijeni yanınızda bulunduracak sistem sayesinde kendinizi daha sağlıklı hissetmeniz mümkün. Böylelikle reaksiyon açısından aktif hale gelen oksijen hücre beslenmesini olumlu yönde etkilemektedir.

Mucizevî bu durum biyofizikçilerce iyi bilinmektedir. Doğada bulunan bu durumu S.O.E uygulanır hale getirmiştir. S.O.E etkisini direk hücre üzerinde meydana getirmektedir.

S.O.E başlıca etkileri;

Hastalıkların kaynağı / Sivilizasyon hastalıkları: Enerji eksikliği, bedensel aktivite yetersizliği, aşırı gerginlik, risk faktörlerinin çokluğu serbest radikallerin artmasına neden olmaktadır.

Pek çok kronik rahatsızlığın temelinde serbest radikallerin artması yatmaktadır. Agresif oksijen bileşkeleri diğer bir adıyla serbest oksijen radikalleri (Free radical diseasse) değerli genetik madde olan DNA, LDL kolesterolü hücre duvarına ve damar duvarlarına taşıyarak oradan çürümesine neden olmaktadır.

Serbest radikaller, buldukları dokularla birleşerek, onları fonksiyonlarını yapamaz hale getiriyor. Serbest radikallerin bu yönlü etkisi yaklaşık olarak 25 yaşında başlıyor, 40’lı yaşlarda artarak ilerliyor ve 50’li yaşlardan itibaren dramatik bir şekilde çoğalarak fark edilen bir yaşlanmaya neden oluyor.

S.O.E başlıca etkileri;

  • Serbest radikalleri belirgin bir şekilde azaltır.
  • Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
  • Bedenin yapı taşı olan genetik DNA’yı korur. Bu bağlamda kendi başına bile Anti Aging yapar.
  • Bedenin antioksidan kapasitesini artırır.
  • Tüm vücudumuzdaki oksijen harcamasını optimal hale getirir.
  • Hücrenin enerji harcaması ve kendisini yenilemesini sağlar.

S.O.E Oksijenin serbest radikallerle mücadelenin yanı sıra başarılı olarak uygulandığı diğer hastalıklar:

  • Kronik fibromiyalji
  • Romatizma hastalıklar
  • Cilt rahatsızlıkları
  • Uyku bozukluğu ve düzensizliği
  • Dolaşım bozukluğu
  • Kolesterol fazlalığı
  • Böbrek rahatsızlıkları