Nöralterapi uygulaması nasıl yapılır? Nöralterapi uygulayan doktor tam olarak ne yapar?

Nöralterapi kesinlikle tecrübeli ve özel olarak yetiştirilmiş hekimler tarafından uygulanmalıdır!

Nöralterapi tedavisi için seçtiğiniz hekimin IFMANT & BNR diploması olduğuna dikkat etmeniz gerekir. Çünkü dünya standartlarında verilen eğitimler Türkiye’de IFMANT adında sadece BNR (Bilimsel Nöralterapi ve Regülasyon Derneği) tarafından verilmektedir. Doktorun hastalık olgusuna tedavi edici bir şekilde yaklaşmak için birden fazla seçeneği vardır. İlk olarak hastayla onun hastalık geçmişi hakkında uzun ve kapsamlı bir konuşma yapacaktır. Bu konuşma “anamnez” olarak adlandırılır. Bu konuşmada hastanın geçmişindeki tüm hastalıkların, kazaların yada geçirdiği ameliyatların bilgileri oldukça önemlidir. Önceki hastalıkların zamana bağlı ilişkileri “bozucu alana” işaret edebilir. Bu duruma bir safra kesesi ameliyatı sonrası oluşan sindirim problemleri örnek verilebilir.

Doktor ilk temel muayenesinde çeşitli teknikler uygular. Bu tekniklerle tetik nokta adı verilen ağrı ve refleks bölgelerini eli ile bulur. Bunlar, üzerine basınca duyarlı olarak tepki veren bölgesel, sınırlı kas sıkışmalarıdır. Ağrılar sıklıkla bu bölgelerden diğer vücut kısımlarına yayılır. Örneğin “boyun veya omuz bölgesindeki bir tetik nokta” baş ağrısına sebep olabilir.

Daha sonra doktor ağrının olduğu bölgede bir ya da daha fazla prokain veya lidokain enjeksiyonunu direkt olarak derinin altına yapar. Bu metot “quaddel-cilt altına enjeksiyon” metodu olarak adlandırılır. Genelde enjeksiyon sonrasında ciltte kısa süreli kabarıklık (quaddel) görülmektedir. Bu kabarıklık birkaç dakika içerisinde kaybolur. Yapılan enjeksiyon ile ciltteki hassas sinirler ve sinir ağı dağılımı sonucu vücut bir yanıt ortaya çıkartır. Buna diyagnostik (tanı koydurucu) tedavi denilir.

Bazen de enjeksiyonları daha derin vücut kısımları olarak bilinen halk arasında kulunç olarak bilinen sertleşmiş kas kısımları, sinir uçları ya da sinirin kemikten çıktığı bölgelere uygular. Bu uygulamanın gerekliliği tamamen hastalığın şekline ve ağrıların inatçılığına bağlıdır. 

Ayrıca az miktarda lokal anestetik de kan dolaşımını ve vejetatif sinir sistemini etkilemek için uygulanır. Atar damardaki dolaşım sorunlarında atar damar etrafına ve içine yapılan enjeksiyonlar başarılı olmaktadır. Ancak beyne giden damarlara asla bu uygulama yapılmaz. Eklem ağrılarında ise genelde eklem kapsülüne uzun zaman aralıkları ile enjeksiyonlar yapılır. Eğer ki hastalık semptomlarını oluşturan ve kuşkulanılan durum bir bozucu alanın varlığını düşündürüyor ise doktor tıpkı bir dedektif gibi suçluyu bulmak için izleri arar. Bu sırada doktorun, vücut kısımları ve organların bütünlüğü (birlikteliği) hakkında sahip olduğu bilgi ve tecrübe ona yardım eder.

Burada özellikle hastanın hikayesini ve eğer mevcut ise önceki hastalıklarının bulgularını da dikkate almak gerekir. İlk tedaviden sonra sıklıkla vücudun diğer kısımlarındaki ağrılar ve rahatsızlıklar da ortaya çıkabilmektedir. Hastalar daha önce olmayan bu ağrılardan dolayı endişe duyarken, nöralterapistler için bu önemli bir veridir. Örneğin; bel ağrısı bulunan bir hastada, segment terapisinden sonra, daha önce bulgu vermeyen kronik iltihaplanmış ve fark edilmemiş bir dişte ağrı başlaması, bel ağrısının o diş kaynaklı olduğu fikrini verebilir. Böyle durumlarda önceden var olmayan ağrılar birdenbire ortaya çıktıkları için “retrograd fenomen” ismi verilen bu durum “bozucu alan” varlığına işaret eder. Bu durumda ağrıyan bölge de tedavi edilmek zorundadır.

Ağrılı bölgenin nöralterapi ile tedavisi sırasında ağrının bu bölgede kısa süreli artması (ki bu durumda genellikle alt bel bölgesi civarında olur) bozucu alanın varlığına işaret edebilir. Doktor ileride yapacağı tedavilerde bu bozucu alanı arayacaktır. Hatta bazı durumlarda aynı anda birden fazla bozucu alanın varlığı söz konusu olabilir. Tedavinin başarılı olabilmesi için doktor bu bozucu alanları bulmak ve tedavi etmek zorundadır.

Kural olarak, uyaranların köken aldığı düşünülen bölgeye, örneğin “bademciklere ya da eski bir yaraya” yapılacak enjeksiyon hemen etki göstermektedir. Enjeksiyondan sonra ağrılar birdenbire ve kalıcı olarak kayboluyorsa, bozucu alan ortadan kalkmış ve iyileştirilmiştir. Bu olay “sekunden fenomen” veya “saniye fenomeni” olarak adlandırılır.

Faydalandığım Kaynaklar :

•    Nazlikul, H: Nöralterapi Ders Kitabı 
•    Nazlikul, H: Nöralterapi Başka Bir Tedavi Mümkün
•    H. Barop’un (Çevirmen H. Nazlikul) Nöralterapi Atlası 
•    L. Fischer’in  ( Çevirmen H. Nazlikul ve Y. Tamam) Nöralterapi Kitabı
•    James W. NcNabb ( Çevirmen H. Nazlikul ve Y. Tamam) Eklem ve Yumuşak Doku Enjeksiyonları
•    Weinschenk, S: Neuraltherapie 
•    Fıscher, L et: Lehrbusch Integrative Schmeztherapie